Kayıtlar

Kasım, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Neredeydiniz?

Resim
Düne kadar küçücük bir kız çocuğuydum, aklında kurduğu lunaparkta eğlenen, Bugün kocamanım, büyüdüm. Salıncaklarım yıkıldı, kağıttan kayıklarım battı, oyuncaklarım kırıldı. Öldüm diyecektim az kalsın, Ölmedim... Öyle mağrur ölmedim ki, Meydan okurcasına putlara, Dalga geçer gibi Baybars'la. Öyle hırçın ölmedim ki, Başkaldırır gibi gönlümün Fransa'sındaki ihtilale, yıkar gibi aklımın Berlin Duvarı'nı, Bazen de öyle bir ölmedim ki, Köşebaşında oturan bir dilenci gibi kimsesiz, Durgun bir su gibi sessiz, Müebbet yemiş gibi çaresiz... Sahi siz o zaman neredeydiniz? Ben ölmezken diyorum, Neredeydiniz? Bendeniz Geç Yaşta Büyümenin Zorluğunu Bilenler Derneği Arabuluculuk Komisyon Başkanı Not: Görsel, kendi manipülasyonumdur. Laf eden veya araklayanın uyarı babında elini kırıyoruz (kıps)

Bildiğim Yerler

Resim
Bildiğim masalarda, bildiğim sohbetler var... Bildiğim yüzlerde, bildiğim kederler Dudaklarımdaki cümleleri takip eden gözler var... İyi dileklerin gırla gittiği yalancılıkta, aynı hayatta olduğumuz için hissettiğimiz bir yakınlık var. Öküzümüz yok ama ebedi bir ortaklığımız var... Her şeyimiz var ama sorularımıza cevap veren yok... Bu hayata hangi soruyu sormamız gerektiğini bilen yok Sahici saadetin anlamını bilen yok, Hissediyorum mutluluğu ama yazamıyorum. Yazılmıyor bazı şeyler... Hayat parçalı bulutlu bir gün, çokca izmarit birikmiş kül tablası ya da birleşik mi yoksa ayrı mı yazıldığını hiçbir zaman bilmediğim kelimeler topluluğu... Ne olduğu hiçbir zaman önemli değil belki de... Hayat hayattır yalnızca... Bence bir oyundur en fazla... Yinede susmuyor insanlar... Çam ağaçlarıyla yetinmeyip hislerin üzerine de anlamsız lambalar takıyorlar. Üstünü gösterişle kapladıkları kendilerini piyasaya sürüyorlar. Oysa sadeliktir güzel olan, insanı yalın kılan... Gösteri